top of page

GÜMRÜK VERGİ VE CEZASI NEDİR?

Gümrük idaresi ile yükümlüler arasında gümrük mevzuatında düzenlenen konular üzerine çatışma çıkması durumunda buna gümrük uyuşmazlıkları denilmektedir. Gümrük vergilerinin uygulama ve esasları 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda düzenlenmiş olup   ; gümrük tarife cetvelinden doğan uyuşmazlıkları, eşyadan kaynaklanan teknolojik uyuşmazlıkları, gümrük istisna ve muafiyetlerinden doğan uyuşmazlıklar, gümrük idaresince kesilen cezalar örnek olarak verilebilir.

1- Gümrük Vergisinin Konusu: Dış ticaret işlemlerine konu olan menkul eşyalar gümrük vergisinin konusunu oluşturmaktadır. Söz konusu eşyalara uygulanacak olan vergi miktarı, gümrük tarifesine uygun olan oranlar ile hesaplanmaktadır. Bu oranlar ise her yıl Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır ve yıldan yıla değişkenlik göstermektedir.

2- Gümrük Vergisinde Yükümlülük: Gümrük Kanununda ; gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu olan kişiler “yükümlü” olarak tanımlanmaktadır. Gümrük Kanunu’nun 181. Maddesinde ise ; “…“İthalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlü, beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür. Dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır” şeklinde ifade edilmiştir. İthalat vergilerine tabi eşyanın vergileri ödenmeksizin kaçak yollarla gümrük bölgesine girişi halinde söz konusu eşyanın gümrük kanunu hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesine giriş yaptığı tarihte gümrük yükümlülüğü doğacaktır.

3- Gümrük Vergisinde Kıymet : Gümrük vergileri, değer esaslı (advalorem) , miktar esaslı (spesifik) ve bileşik gümrük vergileri olmak üzere üçe ayrılır.

a-  Advalorem gümrük vergileri, ithalat aşamasındaki eşyanın değerine belirli bir vergi oranının uygulanması yoluyla hesaplanmaktadır. Gümrük vergilerinin hesaplanmasında CIF değer esas alınır. (CIF Değer: Uluslararası ticari bir terimdir). Gümrük Kanunu’nun 24’üncü maddesine göre gümrük vergisinin matrahı “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir” şeklinde, Gümrük Yönetmeliğinde ise “İthal eşyasının gümrük kıymeti: İthal eşyası üzerinden advalorem sisteme göre gümrük vergisinin hesaplanmasına esas teşkil edecek eşya kıymeti…” şeklinde tanımlanmıştır.

 

b- Spesifik gümrük vergileri eşyanın ağırlığı, hacmi, sayısı, uzunluğu gibi fiziki özellikleri üzerinden alınmakta olup maktudur.

 

c- Bileşik gümrük vergileri ise değer esaslı ve miktar esaslı gümrük vergilerinin bir karışımıdır. İthalat eşyasından ağırlık, hacim, sayı, uzunluk gibi eşyanın fiziki yapısından maktu bir gümrük vergisi alındıktan sonra eşyanın değeri üzerinden yüzdesel bir vergi daha tahsil edilir.

İhraç ve ithal edilen eşyaya ilişkin gümrük vergisinin hiç alınmadığı veyahut noksan alındığı tespit edilir ise gümrük müdürlüğü yükümlülere, gümrük vergisi ek tahakkuk ve varsa para cezası kararlarını tebliğ eder. Yapılacak olan tebligat eğer elektronik yolla yapıldı ise Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 9.maddesinin 6. Fıkrasındaki düzenlemeye binaen tebligatın muhataba ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

 

Gümrük Kabahatleri ve Cezaları

 

Gümrük kabahatlerini , gümrük idarelerine verilen beyanlarda çeşitli farklılıklar ve eksiklikler nedeniyle vergi kaybına neden olma veya usul hükümlerine uymama biçimindeki davranışlar olarak tanımlayabiliriz. Bu davranışlara karşılık bağlı gümrük idareleri tarafından verilen ve parasal nitelik taşıyan cezalara da gümrük cezaları denilmektedir. Gümrük kabahatlerinin işlenmesinde kasıt aranmaz yani fiilin gerçekleştirilmesinde kasıt olup olmadığı dikkate alınmaz.

 

1-Vergi Kaybına Neden Olan Gümrük Kabahatleri : Yükümlünün vergi kaybına sebep olan bir davranışta bulunması ile Gümrük Kanunda yapılması uygun görülen veyahut görülmeyen fiillerin tam aksi davranışta bulunması neticesinde vergi kaybına neden olması olarak açıklanabilir. Vergi kaybına yol açan gümrük kabahat ve cezaları, Gümrük Kanunu’nun 234-238.maddeleri arasında düzenlenmektedir.

 

2- Usulsüzlük Cezası : Gümrük Kanunu’nda usulsüzlük açıkça tanımlanmamış olmakla birlikte 241.maddede; Gümrük Kanunu’na ve bu kanunun verdiği yetkilere dayanılarak çıkarılan tüzük, yönetmelik, tebliğ ve talimatlarla öngörülen biçim ve usullere riayet etmeyenlere ilgili düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması şartıyla para cezası uygulanmaktadır. Vergi kaybı oluşmasa dahi kanunda belirtilen ödev ve kurallara uyulmaması durumunda usulsüzlük kabahati işlenmiş olur. Usulsüzlük gümrük kabahatleri kanunda tek tek düzenlenmiş ve ceza tutarları da yine aynı şekilde kanunda belirtilmiştir.

 

Gümrük sisteminin eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için kanunda kabul edilen şekli ve usuli kurallara tamamen uyulması gerekir. Usulsüzlük gümrük kabahatleri kanununda öngörülen ödevlere aykırı davranış olarak tanımlandığından kanun koyucunun amacı bu cezayı tayin ederek kurallara bağlı kalma konusunda etki yaratmak ve caydırıcılık sağlamaktır. Usulsüzlük gümrük kabahatlerinde kusur aranır.

 

Gümrük vergilerine ve gümrük para cezalarına ilişkin tebligat yükümlüye tebliğ edildikten sonra yükümlü bu cezaya ilişkin olarak 3 farklı alternatif yol izleyebilir. Bunlar ; ödeme , uzlaşma başvurusu ve itirazdır. İtiraz ve uzlaştırma başlıklarına geçmeden önce ödemeden bahsetmekte yarar görmekteyiz.

Gümrük Vergi ve Cezalarında Ödeme

 

Gümrük Kanunu’nun 198.maddesine göre gümrük vergilerinin, yükümlüye tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde ödenmesi zorunludur. Aynı şekilde gümrük vergilerine bağlı para cezaları da bu vergiler ile aynı zamanda karara bağlanır ve tebliğ edilir. Yükümlü işbu para cezasını da tebligatın tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde ödemekle yükümlüdür.

 

Gümrük Para Cezalarında İndirim: Gümrük Kanunu’na göre para cezalarına karşı dava yoluna başvurulmadan ve ceza kararının tebliğinden itibaren on bel gün içinde cezanın ödenmesi durumunda indirimden yararlanmak mümkündür. Yükümlü gümrük cezalarına karşı bir dilekçe ile gümrük idaresine başvurarak peşin ödeme indiriminden yararlanmak istediğini bildirir ise cezalarda ¼ oranında indirim kazanır. (Gümrükler Genel Müdürlüğünün 16.08.2013 tarih ve 85593407-010.06.01 sayılı Genelgesi, md.9.)

 

Gümrük Para Cezalarında Taksit İmkanı: Yükümlünün ekonomik durumu müsait olmaması durumunda idari para cezasının ilk taksitini peşin ödemesi şartıyla bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Şayet taksitler zamanında ödenmez ise kalan kısmın tamamı tahsil edilir. Taksitlendirme başvurusu, para cezası kararının tebliğini müteakip kanuni ödeme süresi içerisinde ve yazılı olarak para cezası kararı veren gümrük idaresine yapılacaktır.

 

Taksitlendirme başvurusunu alan ilgili gümrük idaresince; başvurunun süresinde ve usulüne uygun yapılıp yapılmadığı incelenecek, gerekirse süresinde eksikliklerin tamamlattırılması sağlanacak, taksitlendirilmesi mümkün olmayan bir durumun bu incelemede ortaya çıkması halinde talebin usulüne uygun yapılmadığı veya talebin kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeli bir karar ile reddedilerek ilgiliye tebliğ edilecektir.

 

Gümrük Vergileri ile Gümrük Para Cezalarına İtiraz

 

Gümrük Kanunu’nun 242. Maddesi gümrük vergi alacakları ve gümrük para cezalarına karşın itiraz yolunu düzenlemiştir.

 

Buna göre; “Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir. İdareye intikal eden itirazlar 30 gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.” Gümrük vergi alacakları ve gümrük vergi para cezalarına ilişkin itirazları 4 başlık altında incelemek mümkündür.

  • Konu nedeniyle yapılacak olan itirazlar:

 

Eşyanın, malın nitelik ve değerlendirmesinde yanlışlık yapılması veya gümrük vergi istisnasına ilişkin hükümlerin uygulanmaması ya da yanlış uygulanmasını konu alır.

  • Matrah nedeniyle yapılacak olan itirazlar:

 

Vergi hesaplanmasına dayanak olan matrahın belirlenmesi sırasında hata yapılmasını konu alır.

  • Tarifeden kaynaklanan itirazlar:

 

İthalata konu eşyalar Dünya Gümrük Örgütü tarafından belirlenen kodlarla ifade edilir. Eşyanın yer aldığı konumun karşılığındaki orandan fazla oran alınması itiraz sebebi edilebilir.

  • Diğer itiraz nedenleri:

 

Milletlerarası sözleşmelerin uygulanmaması ya da uygulanmasında yanlışlık yapılması, eşyanın tabii olduğu ülkenin tespitinde hata yapılması gibi nedenler de itiraz konusu yapılabilir.

 

Yukarıda saydığımız itiraz nedenleri ile yapılacak itiraza ilişkin hazırlanacak dilekçede yer alması gereken bazı unsurlar bulunmaktadır. Bunlar; itiraz konusu ve sebebi, itiraza ilişkin delil ve belgeler, itiraz yapılacak idari işlemin yazılı tebliğ tarihi, itiraz edilen bedel, itiraz edilen kararı veren idarenin bilgileri, itiraz eden yükümlünün kimlik numarası ve diğer şahsi bilgileridir. İlgili kişiler idari işlemin yazılı olarak kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde bir üst makama bir üst makam olmadığı takdirde işlemi tesis eden idareye itiraz yoluna başvurabilirler. Örneğin gümrük vergisini tahakkuk eden kurum Gümrük Müdürlüğü ise Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne, gümrük vergisini tahakkuk eden kurum

 

Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü ise Ticaret Bakanlığı’na itiraz yapılmalıdır. Ayrıca Gümrük Kanunu’nun 242.

 

Maddesinin 3. Fıkrası gereği süresi içerisinde ama yanlış kuruma yapılan itirazlar süresinde yapılmış sayılacak ve idarece doğru makama gönderilecektir. 

 

Yapılan itiraz neticesinde Gümrük Kanunu’nun 198. Maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen 15 günlük ödeme süresi duracak ve idarenin itiraza yönelik kararından sonra tekrar başlayacaktır. Gümrük Kanunu’nun 198. Maddesinin 2. Fıkrasına göre;

 

“Tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı 242’nci madde çerçevesinde gümrük idareleri nezdinde itiraz edilmesi ödeme süresini keser. Ödeme süresi idarenin ya da yargı mercii kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren yeniden başlar.” Bu maddelere göre yükümlünün on beş günlük ödeme süresi idare ya da mahkeme kararının tebliğinden itibaren yeniden başlayacaktır.

 

İtirazın olumsuz sonuçlanması ya da idarece cevap verilmemesi halinde ise 30 günlük iptal davası açma süresi mevcuttur.

 

Örneğin Muratbey Gümrük Müdürlüğü tarafından tahakkuk edilen gümrük vergi ve cezalarına karşın İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü’ne itiraz edilmektedir. İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü’ne yapılan itiraz neticesinde idarenin 30 günlük cevap verme süresi olup ilgili süre içerisinde olumsuz karar verilmesi halinde olumsuz kararın ilgiliye tebliğ tarihinden, cevap verilmemesi halinde 30 günün dolduğu tarihten itibaren 30 gün içerisinde vergi mahkemesinde dava açılabilir.

 

Gümrük Vergileri ile Gümrük Para Cezalarında Uzlaşma,


Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinde uzlaşma hakkının kullanılması isteğe bırakılmıştır. Ancak yükümlü uzlaşma hakkını kullanmak istiyor ise itiraz yolunu tercih etmeden önce uzlaşma talebinde bulunmalıdır. Aksi takdirde bu hakkını kaybeder. İtiraz başvurusu yükümlü aleyhine sonuçlanır ise uzlaşma yoluna gidilemez İYUK çerçevesinde vergi mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir.

İdare ile kişiler arasında ortaya çıkan ihtilafın, ortadan kaldırılması amacıyla taraflarca görüşülerek yargı yoluna gidilmeden önce çözümlenmesi, orta yolun bulunması uzlaşma olarak tanımlanabilir. Uzlaşma, idareye yükümlüden istenilen vergilerin bir kısmından vazgeçmesi karşılığında vergi alacağını hemen tahsil imkanı sağlamaktadır.

 

Uzlaşmaya cezanın muhatabına tebliği tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde başvurulması gerekmektedir. Yükümlünün kendisi, temsilcisi veya özel vekaletname verilmesi şartıyla gümrük müşaviri, avukatı uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşmaya; Gümrük vergileri alacakları, Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezalar, konu olabilir. Uzlaşma başvurusunda bulunabilmek için yönetmeliğin 3 nolu ekinde yer alan forma uygun olarak uzlaşmaya yetkili komisyonların sekretarya hizmetlerini yürütmekle görevli birime dilekçe ile müracaat edilir. Mücbir sebep halinde uzlaşma başvuru süresi ile ilgili Gümrük Kanunu’nda bir hüküm bulunmasa da Danıştay mücbir sebep hallerinde ilgili kuruma başvuru için tanınan sürelerin işlemeyeceğini kabul etmiştir. Tarafların uzlaşması sonucunda, uzlaşma tutanağı kesin olup, uzlaşmanın gereği ilgili gümrük müdürlüğünce derhal yerine getirilecektir. Uzlaşılan tutarlara ve hususlara ilişkin itiraz ve dava yolu kapatılmıştır.

 

Taraflar arasında uzlaşma sağlanamaz ise aynı alacaklar için yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz. Uzlaşma sağlanamaması durumunda uzlaşılamadığına dair düzenlenen tutanağın kendisine tebliğ olmasından itibaren yükümlü itiraz/dava yoluna gidecektir. Uzlaşılan cezalar hakkında peşin ödeme indiriminden yararlanılamaz. Taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde,  vergi ve cezalar bir ay içinde ödenmelidir. Bu hususlar hakkında artık dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunulamaz. Bu süre içinde ödeme yapılmazsa uzlaşma sağlanmamış sayılır ve kamu alacağı genel hükümlere göre tahsil edilir. Uzlaşma sağlanamaz ise uzlaşma talebi ile duran itiraz süresi kaldığı yerden işlemeye başlar.

 

Gümrük Vergi veya Cezalarında Yürütmenin Durdurulması Kararı

 

İdari yargılama has bir durum olan yürütmenin durdurulması kararı idari işlemin yürütülmesini idari işlemle ilgili olarak açılmış olan idari davanın nihayete ermesine kadar durduran tedbir kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı ile hedeflenen şey idari işlemden etkilenecek kişilerin etkilenmesini askıya almaktır.

 

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. Maddesinde vergi mahkemelerinde açılan gümrük vergi alacağı veya gümrük vergi cezasına ilişkin iptal davalarında vergi tahsil işleminin dava sonuna durdurulacağı düzenlenmiştir. Normal şartlarda idari mahkemelerinde açılacak iptal davalarında yürütmenin durdurulması kararı alınması için talep aranırken gümrük vergi alacağı veya gümrük vergi cezalarının iptali davalarında ayrıca yürütmenin durdurulması kararı alınması gerekmez. Vergi tahsil işlemleri davanın açılmasıyla askıya alınır.

 

Gümrük Vergisi veya Para Cezaları Danıştay Kararları

 

GÜMRÜK VERGİLERİNDE YÜKÜMLÜLER

 

“….4458 sayılı Gümrük Kanununun 181’inci maddesinin l’inci fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi halinde doğacağı; 2’nci fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı; 3’üncü fıkrasında, ithalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlünün beyan sahibi olduğu, dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişinin de yükümlü olduğu belirtilmiş; Kanunun 182’nci maddesinin l’inci fıkrasında, ithalat vergilerine tabi eşyanın, bu Kanuna aykırı şekilde

 

Türkiye gümrük bölgesine girmesi ya da bir serbest bölgede bulunan ithalat vergilerine tabi eşyanın, bu Kanuna aykırı olarak gümrük bölgesinin başka bir yerine gitmesi hallerinde, gümrük yükümlülüğünün doğacağı; 2’nci fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesine bu Kanuna aykırı olarak girişi tarihinde başlayacağı; 3’üncü fıkrasının (a) bendinde, eşyanın kanuna aykırı olarak girişini gerçekleştiren kişilerin, (b) bendinde, eşyanın kanuna aykırı girişine iştirak eden ve girişin kanuna aykırı olduğunu bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişilerin, (c) bendinde ise, söz konusu eşyayı elde eden veya elinde bulunduran ve bu eşyayı elde ettiği ve aldığı sırada eşyanın kanuna aykırı olarak girdiğini bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişilerin bu Kanun hükümlerine göre gümrük vergilerinden sorumlu olduğu hükümleri yer almıştır. Yukarıda yer alan maddelere göre, gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi halinde doğduğu, beyannamenin tescil tarihinde başladığı, yükümlünün beyan sahibi olduğu, eşyanın kanuna aykırı olarak girişine iştirak eden ve girişin kanuna aykırı olduğunu bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişilerin de gümrük vergilerinden sorumlu olduğu açıktır…”

 

Danıştay 7. Daire, 28.03.2006 tarih ve E.2003/235, K.2006/943

 

GÜMRÜK KANUNU 234/1 KAPSAMINDA PARA CEZASI UYGULANMASI DURUMU

 

“…4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, serbest dolaşıma giriş rejimine veya geçici muafiyet düzenlemesine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda, eşyanın tarife uygulamasını etkileyen cins, tür ve niteliklerinde veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyana göre hesaplanan gümrük vergisi ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken gümrük vergisi arasındaki fark %5’i aştığı takdirde, gümrük vergisinden ayrı olarak, bu farkın 3 katı para cezası alınacağı hükmü yer almıştır. Anılan madde uyarınca para cezası kesilebilmesi için ortada bir vergi kaybı olması gerekmektedir. Vergi kaybının olmadığı durumlarda, para cezası kesilmesi mümkün değildir. Olayda; dahilde işleme belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, yapılan kontrol sonucunda, farklı bir tarife ve istatistik pozisyonunda yer aldığının tespit edildiğinden bahisle, yukarıda yer alan madde uyarınca para cezası kesilmiş ise de; dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen ve anılan rejime aykırı olarak kullanıldığı yolunda herhangi bir tespit bulunmayan eşyaya ilişkin olarak bir vergi kaybından, dolayısıyla, ödenmesi gereken bir vergiden söz edilemeyeceğinden, para cezası kesilmesine ilişkin dava konusu işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığından temyiz isteminin reddine…”

 

Danıştay 7. Daire, 07.10.2004 tarih ve E.2002/1122, K.2004/2382,

 

GÜMRÜK KANUNU 235.MADDEYE GÖRE PARA CEZASI

 

“…verilen ön beyanda eşya cinsinin ‘Dekor Aksesuar’ olarak beyan edildiği, eşyanın tır karnesinde ‘Accesorıes’ olarak beyan edildiği, karne üzerinde fatura numarası veya eşyanın Gtip numarasının bulunmadığı, ayrıca sürücü tarafından yırtılıp çöpe atılan ‘Traverteine Stone’ cinsi eşyaya ait fatura ile ‘Eldiven’ cinsi eşyanın faturasının aynı tarih ve sayılı olduğu ve araçta yapılan fiziki muayenede 696 çuval 446.524 çift eldiven cinsi eşyanın tespit edildiği bu durum üzerine beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya bulunduğu gerekçesiyle eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden dava konusu idari para cezası kesildiği anlaşılmıştır… Gümrük Kanunu 235. Maddesinde belirtilen şartları taşıdığı kanaatine varıldığından davacı adına kesilen ceza kararı ve buna ilişkin itirazın reddine dair kararda hukuka aykırılık bulunmadığı…”

 

Edirne Vergi Mahkemesi, 02.10.2018 tarih ve E:2018/177, K:2018/451

 

GÜMRÜK KANUNU 238. MADDENİN UYGULANMA ALANI

 

“…Kanunun 238’inci maddesinde, geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin tahsili yanında, bu vergilerin iki katı tutarında para cezası alınacağı hükmüne yer verilmiştir… geçici ithalat rejimine tabi olarak Yurda sokulan taşıtın, öngörülen süre sonuna kadar bizzat bu rejimden yararlanan kişi tarafından kullanılması zorunludur. Bu durumun aksine hareket edilmesi, şartlı muafiyet koşullarının ihlali sonucunu doğurduğundan, öngörülen yaptırımın uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu bakımdan; 11.4.2000 tarihinde yurda giriş yapan aracın, 6.7.2000 ve

 

2.8.2000 tarihlerinde kaza yaptığı, her iki kazada da aracın, davacı tarafından kullanılmadığı hususları dosyada mevcut kaza tespit tutanaklarından anlaşılmakla, geçici muaflık hükümlerinin ihlal edildiği açık bulunduğundan, davacı adına tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde görüldüğünden temyiz isteminin reddine…”

 

Danıştay 7. Daire, 03.10.2006 tarih ve E.2005/5353, K.2006/2886

 

GÜMRÜK KANUNU 241.MADDESİNE İLİŞKİN KARAR ÖRNEĞİ

“…bilgisayar ortamında takip edilen geçici depolama giriş defterine ait listenin davalı idareye ibraz edildiğinden, geçici depolanan eşyalar için stok defterinin bilgisayarda tutulduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle hüküm tesis edilmiş olup; geçici depolama eşya defterinin yalnızca bilgisayar sistemine dahil olmayan gümrük idarelerine bağlı geçici depolama yerlerinde kullanılmasının zorunlu olması, Manisa Gümrük Müdürlüğünün 30.04.2001 tarihinden itibaren “Bilgisayarlı

 

Gümrük İdareleri” listesinde yer aldığının anlaşılması karşısında; özet beyan kapsamındaki eşya için, ayrı stok kayıt defteri tutulmasına gerek bulunmadığından, adı geçen defterin tutulmadığı ileri sürülerek usulsüzlük cezası kesilemeyeceği sonucuna varılmakla, davacı tarafından, bilgisayar ortamında tutulan kayıtların “stok kayıt defteri” olarak kabulü suretiyle verilen mahkeme kararında, sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmediği…”

Danıştay 7. Daire, 09.11.2009 tarih ve E.2007/2, K.2009/4630

AVUKATIN YÜKÜMLÜ ADINA UZLAŞMA TALEBİNDE BULUNABİLMESİ

 

“…4458 sayılı Gümrük Kanununun, Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinin ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun bahsi geçen hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinin iptali istenilen 12’inci maddesinde, ‘temsilci’ lerin uzlaşma talebinde bulunabileceğinin açıkça belirtildiği, bu hükmün Gümrük Kanununun anılan maddelerine aykırılık teşkil etmediği, davalı idarece dava konusu Yönetmelik hükmünün yanlış yorumlanması nedeniyle ihtilafın ortaya çıktığı, bununla birlikte avukatların temsil yetkisi konusunda en özel düzenleme niteliğinde bulunan ve avukatların resmi dairelerdeki bütün işleri takip edebileceklerini düzenleyen 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35’inci maddesinin 2’nci fıkrası karşısında avukatların gümrük idarelerinde uzlaşma talebinde bulunabilmelerine bir engel olmadığı anlaşıldığından,

 

Yönetmeliğin dava konusu edilen 12’nci maddesinde hukuka aykırılık görülmemiştir…”

 

Danıştay 7. Daire, 21.05.2018 tarih ve E.2014/55, K.2018/2891

MÜCBİR SEBEP HALİNDE UZLAŞMA BAŞVURUSUNUN SÜRESİ

“…Uzlaşmaya başvuru süresinin işlememesine neden teşkil edebilecek haller… kişinin iradesi dışında gelişen tabii afet, savaş hali ve benzeri hallerle kişinin bu kabil haklarını yine iradesiyle kullanmasını imkansız kılan çok ağır hastalık gibi durumlar olabilir, ancak olayda mevcudiyeti ileri sürülen hastalığın bu arzdaki hallerden olmadığı, davacının iradesini kullanmaya imkan vermeyen ve uzlaşmaya başvuru süresini durduran bir durum olmadığı …”

Danıştay 4. Daire, 14.10.1991 tarih ve E.1988/5421, K.1991/3107:

UZLAŞMA SAĞLANMIŞ İSE DAVA YOLUNA GİDİLEMEZ

“…Olayda, söz konusu cezalarla ilgili uzlaşmaya gidildiği, uzlaşılan miktarın ödendiği anlaşıldığından, dava konusu itirazın reddi işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir…”

Hatay 1.Vergi Mahkemesi, 22.12.2017 tarih ve E:2017/805, K:2017/1525

İTİRAZ DİLEKÇESİNİN YANLIŞ YERE GÖNDERİLMESİ

Davacı adına 10.12.2010 tarihinde tescil edilen serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle, aynı tarihte taahhütlü olarak postaya verilen dilekçeyle ihtirazi kayıtla yapılan beyana dayalı olarak tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerine karşı, yukarıda sözü edilen dilekçe ile aynı zamanda gümrük müdürlüğüne itiraz edildiği; 166 KILIÇ, a.g.e., s.370. 167 KILIÇ, a.g.e., s.371. 69 her ne kadar itiraz dilekçesi süresi içinde yanlış makama verilmiş ise de, yukarıda anılan Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, dilekçenin verildiği makamca, itiraz dilekçesinin yetkili makama ulaştırılması suretiyle itirazın esasının incelenmesinin sağlanması gerekirken, başvuru hakkında ilgilinin yanıltılması suretiyle işlem tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davaya konu işlemin iptali gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne…

(Danıştay 7. Daire Başkanlığı, 2015/1717 Esas, 2016/927 Karar)

İTİRAZ SÜRESİNİN BAŞLANGIÇ TARİHİ

Para cezası kararına süresi içinde itiraz edilmediği gerekçesiyle… itiraz dilekçesinin taahhütlü olarak postaya verildiği tarih araştırılıp, bu tarihe nazaran itirazın süresinde yapılıp yapılmadığının incelenmesi sonucunda… para cezasına süresi içinde itiraz edildiği sunucuna ulaşılarak dava konusu işlemi iptal eden Van Vergi Mahkemesinin 24.01.2014 gün ve E:2013/650; K:2014/29 sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.

(Danıştay 7. Daire Başkanlığı, 2014/2195 Esas, 2016/1594 Karar)

İTİRAZA CEVAP VERİLMEMESİ HALİNDE ZIMNİ RED

Yükümlülerce yapılan itirazın, Gümrük Başmüdürlüklerince otuz gün içinde karara bağlanarak ilgilisine tebliğ edilmemesi halinde, idari davaya konu edilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu olan zımni red işlemi oluşacaktır.

(Danıştay 7. Daire Başkanlığı, 2002/1536 Esas, 2004/2443 Karar)

TAHLİLE İTİRAZ

Kanun Koyucunun 242’inci maddede genel olarak düzeltme ve itiraz usulünü düzenlediği, 243’üncü madde ile kimyevi tahlil sonuçlarına yönelik ortaya çıkan uyuşmazlıkların idari aşamada çözümlenmesini sağlamak amacıyla “özel bir idari itiraz” usulü getirdiği, ancak bu yola başvurulmasını, tüketilmesi zorunlu bir idari itiraz prosedürü olarak düzenlemediği, tahlil sonuçlarına itiraz edip etmeme hususunda ilgililere seçimlik bir hak tanındığı…

(Danıştay 7. Daire Başkanlığı, 2008/7153 Esas, 2009/5844 Karar)

GÜMRÜK VERGİ VE CEZALARINDA İTİRAZ PROSEDÜRÜ

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 5911 sayılı Kanun’la değişik şekliyle 242. maddesinde, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.


2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu”nun “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; 2. fıkrasında da, altmış gün içinde bir cevap verilmezse, isteğin reddedilmiş sayılacağı; ilgililerin, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri; altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği; bu takdirde, dava açma süresinin işlemeyeceği; ancak, bekleme süresinin, başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği; dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yükümlülerce kendilerine tebliğ edilmek suretiyle ödenen vergilere ilişkin itiraz yoluna başvurulabilmesi için, idarece yapılmış bir ek tahakkuk işleminin veya ihtirazi kayıtla verilen beyannameye dayalı tahakkukun bulunması gerekmektedir. İhtirazi kayıt, uygulamada, beyanın bağlayıcılığını etkisiz kılmak ve hak arama yollarına başvuru hakkını saklı tutmak amacıyla beyannameye konulan ve beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren açıklama olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca, Gümrük Kanunu’nda öngörülen idari itiraz prosedürü tamamlanmadan idari yargı yoluna başvurulamayacağı gibi, yükümlülerin itirazlarının da otuz gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürenin kesin cevap verilmeden geçirilmesi halinde, idari başvurunun zımnen reddedildiğinin kabulü gerekir. Aksi halde, idari başvuruların, kesin cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

 

Gümrük Kanunu uyarınca işlem tesis edilmesi istemiyle veya idarece re’sen veyahut ilgililerin isteği üzerine tesis edilen işlemlere karşı idareye yapılacak başvuru yollarının yöntem ve süreleri ile kendisine başvuruda bulunulan idarenin cevap verme süreleri, anılan Kanunda, genel hükümlerden (2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesindeki esaslardan) ayrı olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, Gümrük Kanunu’na göre yapılan tahakkuklar ile ilgili olarak idari davaya konu olabilecek işlemlerin oluşumunun, yukarıda açıklanan başvuru usulleri ve süreleri konusunda özel Kanun niteliği taşıyan, anılan Kanun hükümlerine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise, genel Kanun niteliğindeki 2577 sayılı Kanun’un 10. ve 11. maddeleri hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Olayda, mahkemece kabul edilenin aksine, davacı tarafından ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine vergilerin tahakkuk ettirildiğinde kuşku bulunmamaktadır. Nitekim yapılan başvuru üzerine idarece tesis edilen işlemde de bu durumun kabul edildiği açıktır. Bu bakımdan, davada, tahakkuk eden vergilere yönelik olarak yapılan itiraz üzerine Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünce, başvurunun Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi çerçevesinde yapılması gerektiği şeklinde yönlendirilmesi suretiyle tesis edilen ve istemin kesin olarak reddi niteliği taşımayan işlemin tebliğ edilmesinden sonra izlenecek usulün ne olması gerektiğinin tespiti önemlidir. Belirtilen hususta 4458 sayılı Kanun’da herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, idareye yapılan başvuru üzerine verilen cevabın kesin olmaması halinde, ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği yolundaki hükmün uygulanması gerekir. Bu nedenle, davanın, itiraz başvurusuna verilen kesin olmayan cevabın istemin reddi sayılarak açıldığının kabulü ile davacıya dava açma hakkı tanıyan işlemin diğer yönlerden incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, yukarıda değinilen gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

(Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/8867 Esas, 2020/4276 Karar)

UZLAŞMA BAŞVURUSUNA CEVAP VERİLMEMESİ VE UZLAŞMA DAVETİYESİNİN GÖNDERİLMEMESİ

Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenmiş … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında … tarih ve … sayılı beyanname ile geçici ithalatı yapılan eşyanın, taahhüt hesabı kapatma işleminin iptal edilmesi nedeniyle muafiyet kapsamından çıkartıldığından bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.


İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dosyanın incelenmesinden; davacı adına düzenlenen dahilde işleme izin belgesinde yer alan ihracat taahhütü tamamlanmadan buğday ithal edilemeyeceğine dair özel şarta riayet edilmeden buğday ithal edildiği için taahhüt kapama işleminin geri alınarak dahilde işleme izin belgesi kapsamında uygulanan muafiyetin kaldırıldığı, muafiyet kapsamından çıkartılan beyanname konusu eşyalarla ilgili alınan para cezası kararının davacıya 15/08/2014 tarihinde tebliği üzerine 25/08/2014 tarihli dilekçe ile yapılan uzlaşma başvurusuna idarece herhangi bir cevap verilmediği, başvurunun zımnen reddedildiğinden bahisle de vadesinde ödenmeyen alacağın tahsili için ödeme emri düzenlendiği anlaşılmakta ise de; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 244. maddesi ile bu maddeye dayanarak çıkarılan

 

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nde, idarenin uzlaşma talebine karşı cevap vermemesi durumunda uzlaşma talebinin zımnen reddolunacağına ilişkin bir hükmün yer almadığı, yükümlülerin süresi içerisinde usulüne uygun olarak idareye uzlaşma talebinde bulunması halinde idarenin yükümlüye uzlaşma ile ilgili olarak yapılacak görüşmelere katılmasının uzlaşma davetiyesi ile tebliğ edileceği hükmünün yer aldığı, davalı idarenin ise davacının usulüne uygun olarak yaptığı uzlaşma başvurusu üzerine davacıya herhangi uzlaşma davetiyesi tebliğ etmediği ve uzlaşma başvurusuna ilişkin sürecin tamamlanmadığı, dolayısıyla ortada kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığından düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

bottom of page